Filistin, yıllardır süregelen bir dramın merkezi haline gelmiş durumda. İsrail’in Filistin halkına uyguladığı baskı, işgal ve zulüm, yalnızca bölgeyi değil, tüm dünyayı derinden etkileyen bir insanlık suçudur. Her gün yüzlerce insanın hayatını kaybettiği, evlerinin yıkıldığı ve temel insan haklarından mahrum bırakıldığı bir ortamda, bu acımasız saldırıları kınamak, vicdan sahibi her insanın görevi olmalıdır. İsrail’in saldırgan tutumu, ne yazık ki Filistin topraklarını adım adım gasp ederken, bir yandan da Filistin halkının direnişini bastırmaya çalışıyor.
Kudüs, tarih boyunca birçok medeniyetin gözbebeği olmuş, farklı dinler için kutsal kabul edilen bir şehir olarak, bugün de Müslümanlar için büyük bir öneme sahiptir. Kudüs, İslam dünyasında önemli bir yere sahip olan Mescid-i Aksa’yı barındırması nedeniyle, Müslümanların kalbinde özel bir yere sahiptir. Ancak İsrail, bu kutsal şehri tamamen ele geçirme hırsıyla hareket ederken, Filistin halkının tarihsel ve dini haklarını hiçe saymaktadır. Bu haksızlık ve zulüm karşısında sessiz kalmak, insanlık onuruna ve adalet kavramına ters düşmektedir.
Uluslararası toplum, Filistin’deki bu zulme karşı yeterli tepkiyi gösterememektedir. Ne yazık ki, büyük güçlerin politik çıkarları, insan hakları ihlallerine göz yumulmasına neden oluyor. Bu sessizlik, İsrail'in Filistinlilere karşı yürüttüğü işgal politikalarının daha da artmasına yol açıyor. Halbuki, adalet ve barış ilkeleri, uluslararası ilişkilerin temelini oluşturmalıdır. Ancak burada görüyoruz ki, adaletin sesi ne yazık ki çıkarlar uğruna bastırılmaktadır.
Bu bağlamda, Fikral Tasarım Ajansı olarak, dünyanın neresinde olursa olsun, insan haklarının savunulması gerektiğine inanıyoruz. Tasarım ve medya dünyası, kamuoyunu bilinçlendirmek ve zulme karşı sesini yükseltmek için güçlü bir araçtır. Görsel iletişimin gücü, adalet ve özgürlük arayışında önemli bir rol oynayabilir. Bizler, tasarım dünyasında yer alan bireyler olarak, adaletsizliğe karşı durmayı ve insanlık onurunu savunmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz.
Kudüs, sadece bir şehir değil, aynı zamanda insanlık tarihinin bir parçasıdır. Bu kutsal şehir, barış içinde, farklı dinlerin ve kültürlerin bir arada yaşayabileceği bir sembol olmalıdır. Ancak İsrail’in saldırgan politikaları, bu barış umudunu her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Bu durum karşısında dünya Müslümanlarının ve vicdan sahibi tüm insanların seslerini yükseltmeleri, Kudüs’ün gerçek sahiplerinin haklarını savunmaları hayati bir önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Filistin’de yaşanan zulüm sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın sorunudur. Zulüm ve işgalin sona ermesi, sadece Filistin halkının değil, tüm dünyanın barış ve huzur içinde yaşaması için gereklidir. Fikral Tasarım Ajansı olarak, bu haksızlığa karşı durmanın ve barışçıl çözümleri desteklemenin bir insanlık görevi olduğuna inanıyoruz. Adalet, barış ve insan hakları, hepimizin ortak sorumluluğudur ve bu sorumluluğu yerine getirmek için sesimizi yükseltmekten çekinmemeliyiz. Kudüs, her zaman Müslümanların kalbinde yer alacaktır ve bu kutsal şehre sahip çıkmak, sadece bir dini görev değil, aynı zamanda insanlık onurunun savunulmasıdır.