Deprem Öncesinde ve Deprem Anında Alınacak Önlemler



Depremler, dünyanın farklı bölgelerinde sıkça meydana gelen ve ciddi can ve mal kayıplarına neden olabilen doğal afetler arasında yer almaktadır. Türkiye gibi fay hatlarının yoğun olduğu coğrafyalarda ise deprem riski, günlük hayatın önemli bir parçasıdır. Bu gerçeklik, bireylerin, kurumların ve toplumun genelinin deprem öncesinde ve deprem anında alacağı önlemleri sistemli bir şekilde planlamasını zorunlu kılmaktadır. Alınacak etkili önlemler, sadece afet anında değil, uzun vadede güvenli bir yaşam alanı oluşturmanın temelini meydana getirir.

Deprem Öncesi Hazırlık: Güvenli Bir Yaşam Alanı Tasarlamak

Deprem öncesinde yapılacak hazırlıklar, afet anında ve sonrasında yaşanabilecek kayıpları minimize etmek açısından büyük önem taşır. Bu kapsamda bireysel ve kurumsal düzeyde bir dizi teknik, fiziksel ve organizasyonel tedbirin hayata geçirilmesi gereklidir.

1. Yapısal Güvenliğin Sağlanması

Depreme karşı alınabilecek en temel önlem, binaların dayanıklı inşa edilmesidir. Yeni yapılacak yapılarda deprem yönetmeliğine uygunluk sağlanmalı, mevcut yapılar ise profesyonel denetimlerden geçirilerek güçlendirilmelidir. Özellikle kolon, kiriş ve taşıyıcı sistemler üzerinde herhangi bir müdahale yapılmamalı, kaçak tadilatlardan kesinlikle kaçınılmalıdır.

Zemin etüdü yapılmadan inşa edilen binalar, deprem anında ciddi tehlike arz eder. Bu nedenle, yeni konut ya da işyeri satın alırken ya da kiralarken mutlaka yapı denetim belgeleri, zemin raporları ve yapı ruhsatları incelenmelidir.

2. Eşyaların Sabitlenmesi

Ev ve işyerlerinde, özellikle ağır mobilya ve elektronik eşyaların devrilmesini önlemek için sabitleme işlemleri büyük önem taşır. Kitaplıklar, televizyon üniteleri, buzdolapları ve benzeri eşyalar duvara sağlam aparatlar ile monte edilmelidir. Böylece, deprem anında oluşabilecek yaralanmaların ve can kayıplarının önüne geçmek mümkün olabilir.

3. Acil Durum Çantalarının Hazırlanması

Deprem sonrası iletişim ve ulaşım altyapısı zarar görebilir. Bu nedenle her evde kolay erişilebilecek bir yerde en az 72 saatlik ihtiyacı karşılayacak şekilde hazırlanmış bir acil durum çantası bulundurulmalıdır. Bu çantada bulunması gereken başlıca malzemeler şunlardır:

  • Su ve uzun ömürlü gıdalar

  • İlk yardım malzemeleri

  • El feneri ve yedek piller

  • Düdük

  • Önemli belgelerin fotokopileri

  • İlaçlar

  • Hijyen ürünleri

  • Yedek giysi ve battaniye

4. Aile Afet Planının Oluşturulması

Deprem sonrası yaşanabilecek karmaşanın önüne geçmek adına, aile bireyleriyle birlikte bir afet eylem planı tasarlanmalıdır. Bu plan içinde şunlar yer almalıdır:

  • Toplanma noktalarının belirlenmesi

  • Her bireyin sorumluluklarının tanımlanması

  • İletişim zinciri ve alternatif iletişim yöntemlerinin kararlaştırılması

  • Acil durumlarda aranacak kişilerin listesi

Bu plan, belirli aralıklarla tekrar gözden geçirilmeli ve tatbikatlarla test edilmelidir.

5. Eğitimin Yaygınlaştırılması

Deprem farkındalığının artırılması amacıyla okullarda, işyerlerinde ve toplum merkezlerinde eğitimler düzenlenmelidir. Bu eğitimlerde temel afet bilinci, ilk yardım uygulamaları ve deprem anı davranışları gibi konular ele alınmalıdır. Bilgiye dayalı bir hazırlık süreci, paniğin önüne geçmekte oldukça etkilidir.

Deprem Anında Uygulanması Gereken Hayati Tedbirler

Deprem meydana geldiğinde saniyeler içinde alınacak kararlar, hayat kurtarıcı nitelikte olabilir. Bu nedenle, kriz anında doğru ve hızlı hareket edebilmek için aşağıda belirtilen adımların bilinmesi ve refleks haline getirilmesi gerekmektedir.

1. “Çök – Kapan – Tutun” Tekniğini Uygulamak

Deprem anında güvenli bir yerde hızlıca çökülmeli, baş ve ense kapanarak korunmalı ve sağlam bir eşyaya tutunulmalıdır. Bu yöntem, düşen cisimlerin meydana getirdiği tehlikeden korunmak için etkili bir tekniktir. Özellikle masa altı ya da sağlam mobilyaların yanı gibi yerler tercih edilmelidir.

2. Merdiven, Asansör ve Balkonlardan Uzak Durmak

Deprem sırasında panikle dışarı çıkmaya çalışmak, en sık yapılan ölümcül hatalardan biridir. Merdivenler ve asansörler deprem sırasında çökmeye en elverişli alanlardır. Balkonlar da benzer şekilde dışa açık ve tehlike oluşturan alanlardır. Güvenli bir yerde sarsıntının geçmesi beklenmelidir.

3. Pencerelerden ve Cam Yüzeylerden Uzaklaşmak

Camların kırılması sonucu ciddi yaralanmalar meydana gelebilir. Bu nedenle pencere kenarlarından uzak durulmalı, mümkünse iç kısımlarda güvenli bölgeler tercih edilmelidir.

4. Yangın ve Gaz Kaçaklarına Karşı Dikkatli Olmak

Sarsıntı sırasında gaz vanalarının otomatik olarak kapanması için gaz kesici sistemler kullanılmalı, elektrik şalterlerinin yerleri önceden bilinmelidir. Eğer deprem sonrası bir gaz kokusu hissediliyorsa, hiçbir şekilde elektrik düğmesine dokunulmamalı, çakmak ya da kibrit kullanılmamalıdır. Açık alana çıkıp yetkililere haber verilmelidir.

5. Kalabalık Alanlarda Panikten Kaçınmak

AVM, okul, hastane gibi kalabalık mekanlarda deprem sırasında yaşanabilecek panik, izdihama ve ciddi yaralanmalara neden olabilir. Bu tür ortamlarda topluluğun kontrol edilmesi, görevlilerin yönlendirmelerine uyulması ve kontrollü davranılması yaşamsal önemdedir.

Kurumsal Düzeyde Alınması Gereken Önlemler

Kuruluşlar açısından, deprem hazırlığı yalnızca çalışan güvenliğini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda iş sürekliliğini ve kurumsal itibarı da korur. Bu nedenle kurumsal risk yönetimi içinde afet senaryoları ve kriz planlaması ayrı bir başlık altında ele alınmalıdır.

1. İş Sürekliliği Planlaması

Bir kurumun deprem sonrası faaliyetlerini kesintisiz sürdürebilmesi için alternatif çalışma alanları, veri yedekleme sistemleri ve uzaktan erişim çözümleri önceden tasarlanmalıdır. Kritik birimlerde görev alan çalışanlara özel eğitimler verilerek olası aksaklıklar önlenebilir.

2. Yapısal Risk Analizi

İş yerlerinin bulunduğu yapılar mühendislerce düzenli olarak kontrol edilmeli, gerekirse güçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Ofis içi donanımların sabitlenmesi, acil çıkış yollarının engellenmemesi ve yangın sistemlerinin aktif halde tutulması da bu kapsamda değerlendirilmelidir.

3. Çalışan Eğitimi ve Tatbikatlar

Her kurum, çalışanlarına yılda en az bir kez afet eğitimi ve tatbikat sağlamalıdır. Bu uygulamalar, kriz anında görev dağılımını netleştirdiği gibi, bireylerin bilinçli hareket etmelerini de kolaylaştırır.

4. İletişim Stratejilerinin Geliştirilmesi

Afet anında bilgi kirliliği büyük sorunlara neden olabilir. Bu nedenle iç iletişim, basın açıklamaları ve sosyal medya yönetimi dahil olmak üzere tüm kanallar için bir kriz iletişim planı oluşturulmalıdır.

Toplum Temelli Hazırlık: Ortak Bilinç ve Dayanışma

Deprem hazırlıkları bireysel ve kurumsal önlemlerin ötesine geçerek toplumsal düzeyde ele alınmalıdır. Yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve mahalle birliklerinin bu sürece entegre edilmesi, geniş çaplı bir dayanıklılık altyapısı meydana getirir.

Toplum afet gönüllüleri, yerel seviyede ilk müdahaleyi sağlayacak, organize olmuş gruplardır. Bu grupların artırılması ve sürekli eğitilmesi, profesyonel ekiplerin ulaşamayacağı noktalarda kritik rol oynar. Aynı zamanda, okul çağındaki çocuklardan yaşlı bireylere kadar herkesin bilinçlendirilmesi, afetin psikolojik etkilerinin azaltılmasına da katkı sağlar.